Parker Kraychy birinci sınıfa başladığında, annesi Kristi Kraychy çocuğunun davranışları hakkında sürekli iyi şeyler duyuyordu. Öğretmenleri onun “melek” gibi bir öğrenci olduğunu, sıkı çalıştığını ve dersleri iyi dinlediğini söylüyorlardı. Kraychy bunları duyduğuna sevinmişti doğal olarak, ancak bir yandan da inanası gelmiyordu. Çünkü Parker, okuldan döndükten sonra evde baş etmesi zor birine dönüşüyordu. Sinirli, bağırıp çağıran bu halleri aylar boyunca neredeyse her gün yaşanan bir durumdu.
Eğer bu size tanıdık geliyorsa, sebebi bunun yaygın olarak yaşanması. Okulda ya da kreşte geçen uzun bir günün ardından çocukların çoğu, ebeveynleri onları okuldan aldığında ya da nihayet eve ulaştıklarında kendilerini kaybediyorlar. Bunun bir adı bile var: Okul sonrası duygusal çöküş.
Bu terimi bulan ebeveyn danışmanı Andrea Loewen Nair, bu durumun, çocukların okulda tüm gün kendilerini tuttukları ve gerçek duygularını yalnızca güvenli bir yerdeyken gösterdikleri için gerçekleştiğini söylüyor. Bazı çocuklar ağlamaklı bir hal alırken, bazısı çığlık atarak bir şeyler fırlatır ve genel olarak mantıksız davranırlar. Yaşça büyük çocuklar kaba ve saygısız olabilir, size ve kardeşlerine hakaret edebilirler.
Bazı çocuklar, okul sonrası duygusal çöküş yaşamaya daha yatkındır. “Hassas ve gergin çocuklar ile okulda ve sosyal ilişkilerde zorluk çeken çocukların etkilenme olasılığı daha yüksek,” diyor psikolog ve ebeveyn danışmanı Vanessa Lapointe. “Sakin çocuklar da, özellikle zorlu bir gün geçirdilerse, ekstra yorgunlarsa ya da hastalanıyorlarsa, bunu yaşayabilirler.” Bu durum tüm okul yılı sürebiliyor, ancak yaygın olarak ilk birkaç aydagörülüyor. Lapointe, çocuklar çevrelerine ve programlarına alıştıkça bu durumun geçmeye başladığını, çocukların gün sonunda fiziksel ve duygusal olarak daha az yorgun hissettiklerini söylüyor.
Okul sonrası duygusal çöküşe ne sebep olur?
Okulda, “çocuklar ‘uslu olmak’ ya da huzuru bozmamak adına yapmaları gereken şeyleri yaparlar,” diyor okul müdürü Nair. “Bunu bütün gün yaptıktan sonra, bu kısıtlamaya daha fazla katlanacak enerjilerinin olmadığı bir noktaya geliyorlar ve patlama ihtiyacı duyanbüyük bir balon gibi hissediyorlar.”
Lapointe, okulda yaşadıkları zorlukların üstesinden gelmeye çalışmanın çocukları perişan ettiğini söylüyor. “Okulda tüm gün kendilerine hakim olmak zorundalar. Üstesinden gelinmesi gereken çok sayıda beklenti, hayal kırıklığı ve zorluk var. Ve tüm bunlarla, sizin şefkatli varlığınız olmaksızın baş etmeye çalışıyorlar. Bu çok yorucu bir hal alabiliyor.”
Lapointe, bazı çocukların öfkelenmelerinin, özellikle de tam gün okul sistemine geçiş yapıyorlarsa fazla yorulmalarından ve aşırı uyarılmalarından kaynaklanabileceğini de ekliyor. Kraychy’nin kızı Rylie’nin başına gelen de buymuş. Parker birinci sınıfa başlerken Rylie de anaokuluna başlamış. Küçük kız okuldan eve çok yorgun gelir, bir şey yapması istendiğinde odasına saklanır ve ağlarmış. “Sinirli haline, duygusal çöküşten ziyade aşırı yorgunluğun sebep olduğu belliydi,” diyor Kraychy. “Ondan çok şey yapmasını istemediğim, onunla uğraşmadığım ve sağlıklı bir atıştırmalık vererek rutinine uyduğum sürece her şey yolunda giderdi.”
Ancak, okul sonrası duygusal çöküşler genellikle yorgunluktan fazlası ile alakalı oluyor. “Çocuğunuzun size gerçekten ihtiyacı vardı, ancak siz orada değildiniz,” diye açıklıyor Lapointe. “Şimdi yanındasınız, ama başlangıçtaki rahatlama hissi yerini hızlıca savunmacı tepkilere bırakıyor – çocuğunuz sinirleniyor ve sizi kendinden itiyor. Bu durum, markette çocuğunuzu kaybedip sonra onu ilk bulduğunuz andaki hisse benziyor. Birkaç saniye kadar rahatlık hissini yaşıyor, çocuğunuza sarılıyorsunuz, ancak kızgınlıkla beraber savunmacı tepkiler devreye giriyor ve yeni bulduğunuz çocuğunuzu azarlamaya başlıyorsunuz.”
Bir öğretmen olarak Kraychy çocuklarının davranışlarına şaşırmamış, ancak Parker’ın günlük “duygu kasırgalarına” da hazır değilmiş. “Neler olduğunu anlıyordum,” diyor. “Okuldaki “iyi çocuklar”, uslu durmak ve sosyal davranışların karmaşıklığını yönetebilmek için çok fazla enerji harcarlar. Bastırılmış tüm duygularını, güvendikleri ve sevdikleri birinin yanında salıvermek için eve varmayı beklerler. Bunu biliyor olmama rağmen, her gün uğraşmak çok yorucuydu.”
Bu “patlamaların”, çocuğunuzun sınırları zorladığı ya da istediğini yaptırmaya çalıştığı öfke nöbetleri ile aynı şey olmadığına dikkat çekmekte fayda var. Okul sonrası duygusal çöküş tam olarak bir duygusal çöküş ve bir duygu boşalmasıdır; çocuğunuzun duygusal olarak bunalmış olması ve bunu daha fazla tutamaması durumudur.
Nasıl başa çıkabilirsiniz?
Evdesiniz ve çocuğunuz çıldırmış bir vaziyette. Ne yapacaksınız? Lapointe, çocuğunuzun duygularını yaşamasına izin vermeniz ve hissettiklerini onaylamanız gerektiğini söylüyor. “Onlar bağırdıkça, bir şeyler fırlatıp kendilerini kaybettikçe, siz ‘Uzun bir gündü, değil mi?’ ya da ‘Yanındayım,’ deyin. Birden fazla çocukla uğraşmak durumundaysanız ya da yemek hazırlamanız gerekiyorsa bunu yapmak hiç kolay değil elbette, ancak bir yolunu bulmaya çalışın.”
Kraychy, kendine ya da başkalarına zarar vermediği sürece Parker’ın duygularını ve enerjisini istediği gibi yaşamasına izin verdiğini söylüyor. Yine de, duygusal patlamanıngerçekleşmesine izin vermek üstün gayret gerektiren bir iş. “Kendi sinirlerinizin tetiklenmesine izin vermeyin, üstünüze alınmayın,” diyor, yüzünüze hakaretler yağarken bunu yapmanın ne kadar zor olduğunun farkında olan Kraychy.
Nair, çocuğunuzun gün sonunda gevşemesi için bisiklete binmek, gıdıklama oyunu oynamak, fıkra anlatmak, müzik dinlemek ya da belki de hiçbir şey yapmamak gibi yollar bulmanızı öneriyor. Her gün yapılacak bir gevşeme etkinliği ritüel haline gelebilir ve hem sizin hem de çocuğunuzun yoğun duygularla başa çıkmasına yardımcı olur. “İnsanlar rutinlerini çok severler,”, diyor Lapointe. “Bir şeylerin nasıl olacağını tam olarak bilmenin sağladığı güven duygusuna bayılırız. Duygusal olarak zorlandığımız sıralarda bu tür rutinlerkendimizi güvende hissetmemize yardımcı olur.”
Peki ya, bir gevşeme yolu olarak ekran zamanına izin vermek? Lapointe, çocuğunuz için işe yarıyorsa son çare olarak bu yolu seçebileceğinizi söylüyor, ancak öncesinde mutlaka yeterince sosyal etkileşimde bulunmalısınız.
Okul sonrası duygusal çöküş engellenebilir mi?
Neyse ki bunu hafifletmenin yolları mevcut. Nair, çocuklarınızı okuldan sonra gördüğünüzde onları pozitif bir şekilde karşılamanızı tavsiye ediyor. “Onları, ödevleri hakkında sorular sormak yerine kocaman bir gülücük ve sarılmayla karşılayın.”
Çocuğunuzu okuldan aldıktan sonra ona biraz zaman tanımanız da çok önemli. “Eğer arabadaysanız, radyoyu açın ve sessiz olun. Yürüyorsanız, az konuşun ya da fark ettiğiniz güzel şeylerle ilgili yorumlar yapın,” diyor. “Bu, büyük konuşmalar için uygun bir vakit değil.” Nair, oyun buluşmalarına ya da programlanmış etkinliklere okuldan hemen sonra gidilmemesi gerektiğini, çocukların toparlanmak için zamana ihtiyaç duyduğunu, kendi oğlunun yaşadığı duygusal çöküş aracılığıyla tecrübe ederek öğrenmiş.
Hepimiz gibi, çocuklar da aç ve yorgunken asabi olabiliyorlar. Bu nedenle, onlara aç olup olmadıklarını sormayıp doğrudan yemek hazırlamak iyi bir fikir olabilir. Yeniden enerji kazanmaya ihtiyaçları olduğu bir gerçek. Bu yüzden onlara su ve sebze, meyve, peynir gibi sağlıklı atıştırmalıklar verin. Çocuğunuzun tok olduğunu varsaymayın.
Her şeyden önce, Lapointe ve Nair gün içinde etkileşimde kalmanın önemini vurguluyor. “Kendinizi de onlarla okula gönderin,”, diyor Lapointe. “Beslenme çantalarının içine küçük notlar, sırt çantalarına ikinizin bir fotoğrafını koyun.” Çocuğunuz onlarla olduğunuzu, gün boyu onları desteklediğinizi hissederse, daha az korunmasız hissederler ve fiziksel olarak orada bulunmadığınız için size kızma ihtimalleri de düşer.
Okuldan önce onlara ilgi göstermeyi ihmal etmeyin. “Sabahları okuldan önce, çocuğunuza mümkün olduğunca çok ilgi gösterin,” diyor Lapointe. “Alarmınızı 15 dakika önceye kurun ve bu vakti sarılıp oturarak ya da çocuğunuza bir hikaye anlatarak geçirin. Birlikte, aranızdaki bağı yansıtan bir şeyler yapın.”
Çöküşten sonrası…
Okul sonrası duygusal çöküşü ile iş sonrası duygusal çöküş birbirine benzer şeylerdir. Düşünün, işte geçirdiğimiz müthiş yorucu bir günden sonra hangimiz eve gelip sebepsiz yere eşimize ya da çocuklarımıza patlamadık ki? Hatta, bazı yetişkinler iş sonrası “iticilik” sendromunu maalesef üzerlerinden hiç atamıyorlar.
Bu yüzden, tüm çabalarınıza rağmen çocuğunuz hala arada bir okul sonrası duygusal çöküş yaşıyorsa, hayal kırıklığına uğramayın. “Çoğu durumda, bu çöküşlerin zaten yaşanması gerekiyor,” diyor Lapointe. Çocuklar duygusal patlamaları yüzünden genelde kötü hissederler. Bu yüzden onlara bunun normal olduğunu söylemek son derece önemli.
Lapointe, çocuğunuzun tamamen sakinleşmesini bekleyin diyor. “Konuyu kapatarak onu ne olursa olsun sevdiğinizi bilmesini sağlayın. ‘Seni her halinle seviyorum – duygusal çöküşlerin dahil! Patlayacakmış gibi hissetiğin bir sonraki seferde, derin bir nefes al. Bana ne olduğunu anlat.’” Çocuğunuza ne kadar sevildiğini hatırlatın ve konuyu kapatın. Duygusal çöküş sırasındaki davranışlarının üstünde durmayın.
Bu patlamaya neyin sebep olduğunu bilmek istiyorsanız, konuşmak için çocuğunuzun size yanaşmasını beklemeniz gerektiğini belirtiyor Nair. “Hazır olduğunda konuşmayı çocuğunuzun başlatmasına izin verin. Bunu yaptığınız takdirde, gün içinde gerçekleşmiş duygusal olarak yoğun anlar hakkında da sorular sorabilirsiniz.”
Kraychy, “Çocuğunuzun, evin onun güvenli alanı olduğunu bilmesini sağlayın ve hayal kırıklığıyla nasıl başa çıkacağını öğrenmesine yardım edin,” diye ekliyor. Olayın ilk etkileri geçtiğinde, onu neyin üzdüğünü konuşabilsinler diye Parker’ın duygularını anlamasınayardım ettiğini söylüyor. Sonrasında, bu duygularla başa çıkabilmesi ve kendini baskı altında hissetmemesi için çeşitli yöntemler buluyorlar. Biraz araştırmadan sonra Kraychy, Parker’ın okulda kendisiyle ilgili çok büyük beklentileri olduğunu ve gün içinde kusursuz olmadığını düşündüğü her şeyin onun için neredeyse travmatik olduğunu keşfediyor. Ancak, Parker bu hayal kırıklığını eve gelene kadar içinde tutuyormuş. Bununla baş etmek için ilginç bir yöntem bulmuşlar. “Parker’ı okulda bir hata yapması için cesaretlendirdik ki kusursuz olmadığı ve okulda hata yaptığı için dünyanın sonunun gelmediğini görsün. Hata yapmanın doğal bir şey olduğunu görmesini istedik.”
Önemli olan, yanlarında olamadığınız hassas zamanlarda da çocuklarınızın güvende ve desteğinizi hissediyor olmalarını sağlamak. Lapointe çocuklarınıza, ne olursa olsun onları sevdiğiniz mesajını sürekli vermeniz gerektiğini vurguluyor.